Bugüne kadar eleştirdiğimiz, hazır fırsatların değerlendirilememesi nedeniyle yakındığımız bir Zonguldak gerçeğiyle karşı karşıyayız.

Fakat aynı zamanda akıllıca adımlar atılacak olursa bir o kadar fırsatlar diyarı olarak da düşünebiliriz Zonguldak'ı.

Mesela şehirle ormanın iç içe olduğu nadir şehirlerden birisiyiz. Çarşı merkezinden çevreye mahallelere doğru üç beş adım atmanızla birlikte doğayla, gür ormanlarla iç içe bir şehir çıkar karşınıza. Şehrin tam göbeğindeki Fener semtimiz, doğal bir koru alanımız değil midir?

Fener, hem gözbebeğimiz hem de nefes aldığımız ciğerimizdir. 

Kaç şehirde vardır bu nimet?

Peki sadece Fener mi?

Üzülmez bölgesi de adeta kültür ve doğal tabiat vadisidir. İnağzı, İncivez, Karaelmas, Mithatpaşa ve Çaydamar semtleri de pek aşağı kalır değildir.

Mesela Üzülmez'e yolunuz düşerse mutlaka görmeniz gereken yerler var. Toki evlerinin altından başlayın, asırlık çınar ağaçlarının altından yürümeye. Adına bile "Sevgi yolu" denilen yemyeşil anıt ağaçların altında doğayı tadarken, karşınıza Karaelmas Maden Şehitleri Müzesi çıkacak. Sizi alıp hem 100 yıl öncesine götürecek hem de sessizliği ve asaletiyle adeta büyüleyecektir.

Bugün haberimizde de dile getirdik. Çünkü yaşadığımız şehre vefa borcumuzdur. Eksik yanlarını dile getirirken, potansiyelini de gözler önüne sermek bizim görevimizdir. Karaelmas'ı gün yüzüne çıkaran maden işçilerinin eşyaları ve çeşitli dönemlere ait pek çok belgenin sergilendiği bu müze, ziyaretçilerini bekliyor.

Bu alan, BAKKA desteğiyle hayata geçirilmişti. Projenin fikir mimarisi Yüksek Maden Mühendisi Ekrem Murat Zaman, müzeyi yapma amacını, "Bir madenci çocuğu müzeye geldiğinde babasının çalıştığı kurumunu görmek imkanı yakalayacak. Bütün amacımız buydu. Burada bir medeniyet ve uygarlık var. Bu medeniyet ve uygarlık, Türkiye'nin kalkınmasını sağlamıştı, bu uygarlık yok olmamalıydı." sözleriyle dile getirdi.

KENT KONSEYİ DİNAMİK KADROYA SAHİP

Üzülmez deyince sadece burası mı?

Maden Müzesi,

-Rombaki Lavuarı (Restorasyonu devam etmekte olan Üzülmez Kültür Vadisi)

-Kok Bacası / Fabrikası

-Rombaki Konağı

-Küp Evler (Mühendis lojmanları) ve Üzülmez İlköğretim Okulu

ile EKİ/TTK’nın sosyal yapısını da içeren bir kültür ve doğa içinde kaybolursunuz.

Bakın yeni göreve gelen Kent Konseyi'nin genç ve dinamik kadrosu, Üzülmez Kültür Vadisi diye adlandırılan bu bölgenin gayet farkında.

Bu kadro, 'bellek yürüyüşleri' adı altında belediye desteğiyle bol anlatımlı, bilgili, tarihli, mimarili, sohbetli, yürüyüşlü, oksijenli, güneşli ve yemyeşil geziler düzenliyor.

Karaelmas Maden Şehitleri müzesiyle ilgili Kent Konseyi yürütme kurulundan bir dostum aradı ve bu bölgeye ilişkin etkinliklerini anlattı. Ziyaretçinin azlığı konusunda bana hak verdiğini, kendilerinin bu farkındalığı artırmak üzere geziler düzenlediklerini söyledi.

Ben Üzülmez bölgesinden itibaren Rat, Kırat ormanlıklarına yürüyüş parkurları yapılması gerektiğinden söz edince müze gezilerinin sonunda doğa yürüyüşleri yaptıklarını anlattı.

Aslında tam da demek istediğim bu.

Şehrin merkezinden itibaren doğayla baş başa kalıyorsunuz. Yapmanız gereken sadece 2 kepçe, bir dozer ve 15-20 personelle doğanın derinliklerine doğru uzunca yürüyüş parkurları yapmak. Yürüyüş güzergahları üzerine oturma yerleri, belki bir kaç noktaya mola (çay bahçesi v.b.) yeri düzenlenebilir. Mobese kamerasıyla güvenlik bir yürüyüş veya bisiklet parkuru çok mu zor? İşte fırsat.

ZONGULDAK'A AKVARYUM DÜNYASI AÇILACAK

Fırsat deyince bir güzel fikir daha aklıma geldi.

Ben buraya fikrimi yazayım da belki günün birinde dikkate alan çıkar.

Hani İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerde dev akvaryum müzeleri var. Sualtı hayvanat bahçesi gibi dev bir akvaryum içinde, enva-i çeşit deniz canlılarını cam tüpün arasından büyüleyici bir atmosferde seyrediyorsunuz. Çoluk çocuk herkesin en cazip gezi yerlerinden biri olan akvaryum projesi neden Zonguldak'ta olmasın?

Dün gazeteci bir dostumla yeni sahilimizi seyrede seyrede geziyorduk. Kente farklı bir görünüm kazandıran sahilimize kavuşmak için gün sayarken, tam üstü yıkılmış olan iskeleye (Deniz Köşkü) gözüm ilişti.  

İskelenin üst kısmında oturma ve denizi seyretme yeri yapılsa diye düşündüm. Altında ise dev bir akvaryum yapılsa, etrafında da cam tüp yapılıp ziyarete açılsa fena mı olur?

Çok büyük bir maliyet değil. Sponsorla, ihale alacak firmanın teminatıyla çok güzel bir akvaryum dünyası yapılabilir. Adına da Karaelmas Akvaryum Dünyası deriz.

Acaba bir gün haber siteleri olarak "Zonguldak'a dev bir akvaryum dünyası açıldı" diye bir haber verecek miyiz?

Neden olmasın?

Maden işçisi, maden mühendisi oldu Maden işçisi, maden mühendisi oldu

Atla deve değil. Amerika'yı keşfetmiyoruz sonuçta.

Var olan güzelliği değerlendirmek. Hazır deniz de var. Üstünde iskelesi de hazır. Yeter ki yapılmak istensin. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'a geçtiğimiz aylarda sahili gezdirirken, bu fikir anlatılsaydı, ben eminim ki sayın bakan bunu seve seve kabul edecekti. Yine de geç kalınmış sayılmaz.

Bence ormanla iç içe olan karaelmas şehrini, kendine has şartları ve keşfedilmeyi bekleyen fırsatlarıyla bir kez daha el birliğiyle yükseltmenin yollarını aramalıyız.

Cumhuriyet'le var olmuş bir kentin, maden kültürü, yaşanılan ağır travmalardan süzülen dramlar, iş güvenliğinin önemine ilişkin bilinçlendirme ve maden kültürü üzerine yeniden inşa edilmeye ihtiyacı var.

Tüm bunların yanına doğası, orman içi yürüyüş parkurları ve mağaralarıyla turizm potansiyellerini zorlamanın yollarını aramalıyız.

Karısını aldattığı iddiasıyla programa bağlanan bir adamın, içinde bulunduğu müşkül(zor) durumu başından savmak adına saçmaladığı "Öncelikle kestane balının diyarı Zonguldak Gökçebey Pazarlıoğlu köyünden herkese selam çakmak" sözlerinden çok daha ciddi bir vizyona ihtiyacımız olduğu sizce de kesin değil mi?

Editör: TE Bilisim