İlkbahar, yaz, sonbahar derken, geldi çattı kara kış.
Tepelerde yağan karın soğuğu iliklerimize işledi.
Bu karda kışta Allah kimseyi evsiz barksız bırakmasın.
Bu devirde odunu, kömürü, doğalgazı olmayana yardım etsin.
Maddi imkanı yetersiz olan aileler için bu kış daha zor geçecek.
Kış demişken yılbaşına da sayılı günler kaldı.
Sizin de dikkatinizi çekti mi bilmiyorum.
Bu sene yılbaşı öncesi vitrinlerde süslü çam, Noel baba gibi aksesuarlara pek rastlamıyorum. Televizyonlarda da eski yıllardaki gibi bir yılbaşı çılgınlığı göze çarpmıyor.
Hayat pahalılığından dolayı sanırım bu yılki kutlamalar sönük geçecek.
Ben insanlara bir katkı sağlamayacak uydurulmuş şeyler için çılgın harcamalara hep karşıydım.
Bu bakımdan insanların boş yere para harcamayacak olması, olumlu bir gelişme sayılabilir.
Sırf 10'dan geriye saymak uğruna tonlarca para harcamak akıl karı mı?
İnsanlar aç susuz yaşarken, soğukta yakacak bulamazken, 10 saniyelik geri sayım için o kadar parayı boşa harcamaya değer mi?
Parası olan, yoksullara sahip çıksın. En yakınından mahallesine kadar kimsesiz, çaresiz, yetim öksüzleri görüp gözetsin...
Keşke hepimizin maddi imkanı olsa da ihtiyaç sahiplerine destek verebilsek.
"KÖTÜ İNSANLARI HESAP EDEMEDİM"
Artılarla eksilerin iç içe geçtiği bir şehirdir Zonguldak.
Güzel bir adım atıldı derken, öbür taraftan bir sorun patlak verir. Fakat zorluklara rağmen insanda bağımlılık yapar bu şehir. Şöyle az ayrı kalsanız, ararsınız. Bu bakımdan eleştirilerimiz de, övgülerimiz de, öfkelerimiz de, önerilerimiz de hep bu Karaelmas diyarı Zonguldak içindir. Başka derdimiz olamaz.
Kaplumbağaya sormuşlar:
"Buradan karşı köye ne kadar zamanda gidersin?.."
Kaplumbağa cevap vermiş:
"Yağmuru, çamuru, rüzgarı, inişleri, yokuşları hesap ettim...
Üç günlük yol ama ben altı günde giderim..."
Altı gün geçmiş...
Ama kaplumbağa karşı köye gelememiş... Aramışlar taramışlar, yolun yarısında bulmuşlar kaplumbağayı...
"Hayrola?.." demişler...
"Üç günlük yolu altı günde bile gelemedin?.."
Kaplumbağa cevap vermiş:
"Sormayın arkadaş!.. Yağmuru, çamuru, inişi, yokuşu hesap ettim de, kötü insanları hesap edemedim... Ne zaman hızla ilerlemeye başlasam tutup ters çevirdiler..."
Ne yazık ki Zonguldak'ta da işler biraz böyle ilerliyor.
Ama dediğim gibi her haliyle güzel memleket; bir denizi, bir yeşili yetiyor.
Yoldaki engelleri hesaplayarak hareket edilebilirsek bu çilekeş şehir daha hızlı gelişecek ve hak ettiği değeri bulacaktır.
Vesselam...
***
Mithatpaşa tünelinin son hali, bu kentte yaşayan herkesi; ama özellikle Zonguldak Kilimli hattında mekik dokuyanları bir hayli heyecanlandırdı.
Heyecanlandırmakta da gayet haklı. Çünkü keskin virajlarla dolu, iniş çıkışlı, kıvrıla büküle yarım saatte gidilebilen Kilimli yolu, artık 5 dakikada ulaşılabilecek. İkinci makas'taki kavşaktan itibaren Kilimli'ye kadar dümdüz bir yol ile 5 dakikada Kilimli'ye gidip gelebileceğiz.
Gördüğüm kadarıyla trafik ışığında bekleme derdi de yok.
Zonguldak'ın hemen bitişiğindeki Kozlu'ya bile 15-20 dakikada zor gidiyoruz. Çünkü güzergah boyunca 5-6 yerde kırmızı ışığa takılıyoruz. Ancak Kilimli istikametine giderken böyle bir durum söz konusu değil. Bu da ayrıca bir avantaj.
Siyasilerin görsel üstüne görsel paylaştığı bir zaman diliminde sahil yolunu dalgalar vurdu. Tedbir alınmış olsa nazar değdi diyeceğim ama sanırım sahil yolunda basit bir önlem gerekiyor. Çünkü Karadeniz'in hırçın dalgaları hasretle beklenen yolu rahat bırakacağa benzemiyor. O zaman ne yapılmalı? En basitinden sahil yolu boyunda set yapmak veya yol boyunca kayalarla yükseltilmiş dolgu hattı oluşturmak gerekiyor.
BAŞI BOŞ KÖPEKLER SORUNU
Şehrin ortasında sürü halinde gezen sokak köpekleri tehlike arz ediyor. Özellikle gece saatlerinde sokaklar tenha iken oldukça saldırgan olabiliyorlar. Çoluk çocuğun başına bir iş gelmeden tedbir alınmalı. Diğer illerde köpek saldırısı sonucu ciddi yaralanma haberlerine rastlıyoruz. Bu hayvanlar için barınak yapmak gerekiyor. İlgililerin dikkatine sunuyoruz.