Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına şiddetle mücadelede yeni reform paketini en kısa sürede Meclis'in gündemine getireceklerini söyledi. Erdoğan, düzenlemeyle ilgili ayrıntıları da paylaştı. Buna göre kadına karşı işlenen suçlarda cezalar artacak, kravat takmak artık cezada indirim nedeni olmayacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) 4. Olağan Genel Kurulu'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadınların iş gücüne katılımını yüzde 27'ler seviyesinden yüzde 34'ler seviyesine çıkardıklarını, kadın istihdamını 6 milyondan 10 milyon sınırına getirdiklerini bildirdi.
KADINA KARŞI SUÇLARDA CEZA ARTIYOR
Erdoğan, bir süredir Adalet Bakanlığınca yeni bir reform paketinin hazırlıklarının yürütüldüğünü belirterek "Taslağı üzerindeki çalışmaları biten bu paketi en kısa sürede Türkiye Büyük Millet Meclisimizin gündemine getireceğiz. Yeni düzenlemeyle artık kadına yönelik saldırılarda faillerin somut pişmanlık emaresi içermeyen hiçbir davranışı indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir" dedi.
KRAVAT TAKANA CEZA İNDİRİMİ BİTİYOR
Ülkedeki kadın cinayetlerinin oran olarak Avrupa ülkelerinin çoğundan daha geride olduğunu ancak bu tür hadiseleri sıfırlayana kadar kendilerini görevlerini yapmış sayamayacaklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:
"Nitekim bir süredir Adalet Bakanlığımız bu çerçevede yeni bir reform paketinin hazırlıklarını yürütmektedir. Taslağı üzerindeki çalışmaları biten bu paketi en kısa sürede Türkiye Büyük Millet Meclisimizin gündemine getireceğiz. Yeni düzenlemeyle artık kadına yönelik saldırılarda faillerin somut pişmanlık emaresi içermeyen hiçbir davranışı indirim nedeni olarak kabul edilmeyecektir. Sadece takım elbise giyip kravat takarak, ellerini önünde birleştirip başını yana eğerek sergilenen tiyatro vari görüntüler takdiri indirim gerekçesi olmayacaktır. Kasten öldürme, kasten yaralama, işkence ve eziyet gibi suçlar kadına karşı işlenmişse cezalar daha da artırılacaktır.
''TEHDİT SUÇLARINA VERİLEN CEZADA ALT SINIR 9 AYA ÇIKACAK''
Nikahlı veya boşanmış eşe karşı işlenen tehdit suçlarına verilecek cezaların da alt sınırı 6 aydan 9 aya çıkarılacaktır. Fiziken veya iletişim araçları vasıtasıyla yapılan ısrarlı takip eylemleri, artık cezası 6 aydan 2 yıla kadar hapisle sonuçlanacak bir suç olarak işlem görecektir. Belli durumlarda bu suç için tutuklama kararı da verilebilecektir. Aynı şekilde eşe veya boşanılan eşe karşı işlenen kasten yaralama suçları da katalog suç düzenlemesine dahil edilerek tutuklama kararları kolaylaştırılacaktır. Şiddet mağduru kadınlara talep etmeleri halinde Baro tarafından ücretsiz avukat görevlendirilebilecektir. Tüm bu yeni düzenlemelerin de ülkemiz ve kadınlarımız için şimdiden hayırlı olmasını diliyorum."
"TÜRKİYE'DE KADIN HAKLARI KONUSUNDAKİ ÇİFTE STANDARDIN EN BARİZ ÖRNEĞİ 28 ŞUBAT"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu hafta başı 28 Şubat post modern darbesinin 25. yıldönümü olduğunu hatırlatarak, Türkiye'de kadın hakları konusundaki çifte standardın en bariz örneğinin 28 Şubat uygulaması olduğunu söyledi.
Cumhuriyet'in kuruluşundan itibaren Batı'daki gelişmelere işaretle kadını hayatın her alanında öne çıkarma söylemiyle hareket edenlerin aslında zihinlerinin gerisinde nasıl faşist, gerici, karanlık bir dünya taşıdıklarının çeyrek asır önce 28 Şubat'ta görüldüğüne dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun yabancısı değiliz ve bunları da çok iyi biliriz. Bu dönemde sözde çağdaşlık adına sırf başlarını örttükleri için kız öğrencilerin eğitim-öğretim haklarını ellerinden hoyratça alan, zor kullanarak onları okullarından dışarı çıkartan zihniyet, kara bir bulut gibi ülkenin üzerine çökmüştü. Kamuda çalışan kadınları, sırf başörtüsü tercihleri yüzünden gözlerini kırpmadan kapı önüne koydular. Hatta bu uygulamayı özel sektöre kadar yaygınlaştırdılar. Evet, 28 Şubat döneminde çalışma hayatından sokağa kadar her yerde bu kirli zihniyetin gölgesine rastlamak mümkündü. İşte şimdi de 28 Şubat'ta 'Acaba 2023'te nasıl biz hükümeti veya iktidarı ele geçiririz?' gayreti içindeler. Ama kusura bakmayın o 28 Şubat geride kaldı. O tarih oldu. Sizlere yeniden böyle bir 28 Şubat inşa ettirmeyiz. Ülkemizde kadınların en çok ayrımcılığa maruz kaldığı yıllar çağdaşlık, laiklik, irtica naralarıyla insanımızın ötekileştirildiği işte bu süreçtir."