Partisinin 1. Olağan Zonguldak İl Kongresinde konuşan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, ekonomik sorunlar ve hayat pahalılığı konusunda AKP hükümetini eleştirdi.
Ekonominin kötü yönetildiğini dile getiren Babacan, “Türkiye ekonomisi şu anda uçurumdan aşağıya doğru yuvarlanıyor. Gün ve gün fakirleşiyoruz. Cebimizdeki para sürekli değer kaybediyor. ABD seçimlerinden sonra gelişmekte olan ülkelerin paraları dolar karşısında değer kazanıyor. Ama kendi paramıza bakıyoruz hızla değer kaybediyor. Bunun tek nedeni var. Öyle dış güçlermiş, iç güçlermiş, lobilermiş hepsi palavra. Tek nedeni var bunun, kötü yönetimdir. Paramızı pul ettiler” dedi.
“ESNAF ÇÖPE ATTIĞI LEVAYA MUHTAÇ OLDU”
Sosyal medyada Türk Lirasının alay konusu olduğunu, gençlerin kara mizah yaptığını anlatan Babacan, “Eskiden Bulgaristan’dan Edirne’ye gelen turistler lokantalarda bahşiş olarak leva bırakırlarmış. Fakat o dönem Leva o kadar değersiz ki garsonlar o Levaları çöpe atarmış. Şimdi bırakan Euro, doları falan Bulgaristan’dan gelen turistler biraz Leva harcasın diye oradaki esnafımız dört gözle bekliyor. 1 leva 5 lirayı aşmış. Ben ve arkadaşlarım ekonominin başındayken alım gücü nasıldı şimdi ne hallere düştü” dedi. Babacan konuşmasına şöyle devam etti:
“HÜKÜMET KAFASINI 2 ELİNİN ARASINA ALIP DÜŞÜNMELİ”
*Hükümetin kafasını iki elinin arasına alıp düşünmesi lazım ben nerede hata yapıyorum, niye memleketi bu hale düşürüyorum diye. İthal edilen her şey euroyla dolarla ama ne diyorlar biz kura bakmıyoruz. Attan düştüler biz zaten inecektik diyorlar.
*Petrolü, enerjiyi, doğal gazı, hammaddeyi, pek çok tarım ürünlerini dışardan alıyoruz. Tarımda bile dışa bağımlı ülke haline geldik maalesef. Dolara bakmayalım da nereye bakalım. Neymiş biz zaten rekabetçi kur istiyoruz diyorlar.
*Peki siz tam 130 milyarın dolar üzerindeki döviz rezervini sata sata eksiye indirdiniz kuru belli bir noktada tutmak için. Tutamayınca biz rekabetçi kur istiyoruz diyorsunuz. Böyle istiyordunuz da neden 1 Ocak 2020’den itibaren cayır cayır kibritle yakar gibi Merkez Bankasının döviz rezervlerini yakıp bitirdiniz.
*Bu milleti anlamıyor sanıyorlar. Millet her şeyi görüyor. Zamanı gelince merak etmeyin hesaplaşma günü sizi bekliyor. Kur atınca biz sevinmiyoruz. Üzülüyoruz. Kur artınca A’dan Z’ye her şeye zam geliyor.
*Bunu bu millet görmüyor mu, bilmiyor mu zannediyorsunuz? Peyniri, çocuk mamalarını marketlerde kilitli kutularda satmaya başladılar biliyor musunuz? Eğer bir ürün çok miktarda çalınıyorsa market sahibi o ürüne kilit takar. Biz bu hale geldik. Fiyatlar günlük artıyor. Maaş yetmiyor.
ENFLASYON ONLARA GÖRE YÜZDE 10, SOKAKTA YÜZDE İSE YÜZDE 40
Enflasyonun da durdurulamadığını dile getiren Ali Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü;
*Enflasyon aldı başın gidiyor. Onlara göre enflasyon yüzde 10-11-12 civarında dönüp duruyor. Ama sokakta, pazarda hiç öyle enflasyon yok. Esnaf aldığı, sattığı üründe enflasyonun ne kadar olduğunu biliyor. Öyle bir hale geldik ki, zenginle fakir arasındaki uçurum büyüyor. Hayat pahalılığı can yakıyor can alıyor.
*Asgari ücret sefalet ücretine dönmüş durumda. Vatandaşlar artık alamıyorlar. Alım gücü düştü. Emekli, memur, işçi zamları devletin açıkladığı enflasyon miktarı. Ama sokakta yüzde 30-40 enflasyon var.
*Ben ve arkadaşlarımız boş aldığımız hazineyi dolu devrettik. Bu hükümet hazineyi tüketti. Doğmamış çocuklarımıza kadar borçlandırdılar bize. Biz ekonomi yönetimini bıraktığımızda o gün ki bütçe açığı 24 milyar lira.
*Yıl 2015. 2020 yılına geldik bugün ki bütçe açığı 239 milyar lira. Tam 10 misli. Fakirleşiyoruz. Bu kötü yönetim devam ederse, korkarım ki daha da kötü günler bizi bekliyor.
“HALKA YOKSULLUK KARŞISINDA SABREDİN DİYEMEZSİNİZ”
Türk halkının AKP hükümetinin kötü yönetimini ve bu yanlışların bedelini ödemek istemediğini açıklayan Ali Babacan, şu ifadeleri kullandı;
*İş dünyası güven ortamı istiyor. Parası olan Türk vatandaşı parasını başka ülkelere götürüyor. Çünkü hükümete güvenmiyor. Kendileri yaşam standartlarından en küçük taviz vermezken hiç kimse halkımızdan yokluk, yoksulluk karşısında sabır göstermesini beklemesin.
*Bunu da söylediler biliyorsunuz. Sizin göreviniz vatandaştan yokluk karşısında sabretmesini istemek değildir. Sizin göreviniz bu ülkeyi top yekün zenginleştirmektir. Refahı top yekün arttırmaktır.
*Ekonomi yönetiminin amacı 3-5 tane zengin türetmek olamaz. Ekonomi yönetmenin amacı ülkeyi top yekün zenginleştirmektir. Gelir dağılımının adil olmasıdır. Bu bizim kaderimiz değil. Bu kötü yönetim ülkenin kaderi değil.
“BEDEL MERKEZ BANKASI MÜDÜRÜNE KESİLDİ”
Merkez Bankasının başkanının görevden alınmasını da eleştiren Babacan, şu ifadeleri kullandı;
*Merkez Bankası Başkanı gece yarısı tek bir imzayla görevden alındı. Bu ülkede her şey tek bir imzayla oluyor. Daha önceden söyledim Türkiye birden büyüktür. Derin bir ekonomik kriz var. Bunun en önemli sebebi partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemidir.
*Bu sistemle ortak akıl yok edildi. Köklü kurumların itibarı sıfırlandı. Liyakat ortadan kaldırıldı. Merkezi Bankası başkanını bir gece operasyonuyla değiştirdiğiniz de, bunun aslında kötü bir yönetimin sadece bir yansıması olduğunu görüyoruz.
*Bu sistem, bu zihniyet, bu yönetim anlayışı değişmedikçe kişileri değiştirmekle sorunları çözmek mümkün değildir. Sayın Cumhurbaşkanı ve ekonomi yönetiminin talimatlarını uygulayan kişileri değiştirerek ekonomide yaşanan çöküş tablosunun sorumluluğundan kaçamazlar.
*Tek sorumlusu sizsiniz. Sadece suçu bürokratlarda aramayın. Önceki Merkez Bankası Başkanını, dediğinizi yapmadığı için değiştirdiniz. Dediğinizi yapan bir merkez bankası başkanı getirdiniz. Şimdi ne oldu da onu da değiştirdiniz? Her dediğinizi yapıyordu, onun için getirdiniz. Çünkü bir suçlu lazım. Kötü giden ekonominin faturasını birine kesmek lazımdı.