Siyaset

DEVA Partisi 81 ilde eş zamanlı olarak İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptali ve Cumhurbaşkanı kararının yürütmesinin durdurulması için dava açtılar

DEVA Partisi 81 ilde eş zamanlı olarak İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararının iptali ve Cumhurbaşkanı kararının yürütmesinin durdurulması için dava açtılar.

DEVA Partisi İl Hukuk Ve Adalet Politikaları Başkanı  Ceren Demirbaş Önaç, yaptığı basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“Geçen hafta İstanbul’da başlattığımız DEVA YAŞATIR kampanyamızda, “Artık susmayacağız, şiddete uğrayan her bir kadın için adaleti sağlayana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz!” demiştik.

Ayrıca yine geçen hafta başlattığımız imza kampanyamıza hem Türkiye’nin dört bir yanında imza listelerimizle, hem de dijital imza olarak Change.org’da devam ediyoruz.

Biz bugün bu hukuksuzluğun, yok hükmündeki çekilme kararının düzeltilmesi için Danıştay’a davamızı açıyoruz, eş zamanlı olarak tüm ülkede onlarca ilimizde davalar açılıyor, farklı illerimizde birçok kadın vekaletleriyle bu davaya dâhil oluyor. “Bahaneleri bırakın! Şiddete uğrayan kadınların yardım çığlıklarını duyun!” ifade ediyoruz.

DEVA YAŞATIR diyerek, şiddetsiz bir Türkiye, şiddetsiz bir Avrupa ve şiddetsiz bir dünya için mücadelemizi sürdüreceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.

İstanbul Sözleşmesi durup dururken ortaya çıkmadı, bu Sözleşme’nin gerisinde devletlerin koruyamadığı kadınların canları, annesiz kalan çocukların feryatları, kızlarını şiddete kurban vermiş ailelerin ahları, gözyaşları vardır. Kadınlara yönelik şiddetle mücadele eden sivil toplum kuruluşlarının, kadın aktivistlerin isyanları vardır.

Kendisini ve annesini tehdit eden, darp eden kocasını yıllarca kolluk kuvvetlerine, mahkemelere şikayet ettiği halde korunamayan ve annesini bu şiddete kurban veren Nahide Opuz’un AİHM’de kazandığı dava vardı.

Her gün bir ya da birkaç kadının aile içi şiddete, cinayete kurban verildiği bir ülke manzarası vardır. AİHM’in Nahide Opuz kararı uluslararası literatürde “çığır açan/tarihî bir karar” olarak geçer. Kararda ilk kez bir devlet, bir kadını koruyamadığı için mahkûm edildi.

İstanbul Sözleşmesi, tam adıyla “Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi” 2011 yılında Ak Parti hükümeti tarafından bu yüzden imzalandı.

Şimdi, üzerinden 10 yıl geçmişken, sırf bazı kesimleri memnun etmek adına bu Sözleşme’den çekilme kararı vermek yersizdir, hukuksuzdur, mesnetsizdir.

2014’den bu yana yürürlükte olan bir Sözleşmeyi sudan bahanelerle, üstelik usule aykırı olarak geçersiz saymaya kalkmak kimsenin yetkisinde değildir;

TBMM’den onaylanarak geçen uluslararası bir sözleşmeden ancak TBMM kararı ile geri çekilmek mümkündür. Çıktık, oldu, bitti açıklamaları TEK TARAFLIDIR. Hukuken YOK Hükmündedir.

İstanbul Sözleşmesi uygulanırken bile şiddetle mücadele konusunda yeterince başarı sağlanamamışken, Sözleşme’nin hukuksuz feshi ile oluşacak boşlukta kadınlara yönelik tehdit ve tehlikelerin artacağı aşikârdır.” şeklinde konuştu.