1929 yılında Cağaloğlu’nda lokanta işleten Aşçı Halit, turistlerle ahbaplık kurdukça taksiciliğe de başlamıştı, işler geri gitmeye başlayınca kontak açmadan evinin yolunu tutuyordu.
Daimi müşterisi Musevi bir işadamı işlerin bozulduğunu ve artık taksiye binemeyeceğini söyleyince Aşçı Halit, aynı yöne giden dört müşteriye saatin yazdığı ücreti paylaştırmayı önerdi. Bu önerinin kabul edilmesiyle Taksim – Eminönü yeni ismiyle dolmuş seferleri de başlamış oldu. Aşçı Halit iyi para kazanmaya başlayınca diğer taksiciler de dolmuş yapmaya başladılar.
Ancak dolmuşçuluğun resmileşmesi ancak 1954 yılında oldu... Çünkü tramvay şirketi bu işe karşı çıkıyordu... İnsanlar tramvay bekleyip sıkış sıkış gideceklerine artık dolmuşlara biniyorlardı… Belediye 5 kişinin ayrı ayrı para ödemesini kabul etmedi. Bir kişi öderse olur dedi (taksi gibi) ve yıllarca dolmuşlar sanki taksiymiş gibi kabul edildi. Ayrıca dolmuşçuların tramvay hatlarında dolmuşçuluk yapmaları da yasaktı ama bu yasak da belediyece gevşek tutuldu... 30'lu yıllardan 1954 e kadar bu böyle devam etti…
1954 yılında dolmuşçuluk taksilerden ayrı plaka ve şartlarla tüm belediyelerce kabul edildi…