Öyle ya çamura giren bulanmadan çıkmaz.

Paçalarını sıyırsa da ,suya giren ıslanır.

Uzun yıllar Zonguldak`ta yaşayan,büyüyen,gelen giden v.b. Zonguldak`ın havasından, suyundan,toprağından geçmiş insanlarda bu kimyasallara bulaşmamış olması mümkün mü?

Bulaşmamışlarsa elementlere karşı şerbetlidir ama bulaşmışlar ise ben size söyleyeyim sonuçları:

Bir Zonguldaklının vücudunda atom bombası yapabilecek maddeler var.

Bir Zonguldaklı mekanik kimyasala döndü.

Neredeyse yaşadığı,dolaştığı, yüzdüğü, içtiği her şeyde tüm kimyasallara maruz kaldığına göre;

Bir Zonguldaklı robotlaşıyor demektir.

Şimdi bu "yüzde yüz" bizim olan elementleri ,Zonguldak`ta yer isimleri ile değiştirsek diyorum.

Bakın tüm il ilçe ve beldelere yetecek kadar isim var!

Hani coğrafi haritasını biliyoruz, fiziki haritasını biliyoruz, tarihi haritası, siyasal haritası derken,

Alın size Zonguldak'ın Kimyasal Haritası

Bütün bunlar yetmiyormuş gibi şimdi de Kilimli`ye dünyanın en zehirli maddesini, yani kansere neden olan Asbest`ini taşıyan gemiler için, Gemi Söküm Tesisleri kurma girişimi var.

Eğer bu tesis Kilimli`ye kurulursa yukarıda ki insan sağlığına zararlı elementlere şunları da ekleyin.

Asbest

Arsenik

Kadmiyum

Krom

Nikel

Poliklorlu

policyclic aromatik hidrokarbonun (PAH’lar), Naftalinle, Anthraceen, Fluorantheen, Pyreen, Benz(a)anthraceen, Chryseen, Benzok, Diphenyltin v.b lokasyonlar.

Madam Butterfly pankartı... Madam Butterfly pankartı...

2002`de issizlik bitecek,tersine göç başlayacak deyip, kurulan termik santraller zinciri işsizliği önleyemedi. Çünkü binlerce işsizin olduğu bir yerde santraller (en az 20 yıl) personelini aldıklarında 750 kişi iş sahibi olabiliyor.

Binlerce kişi yine Zonguldak`tan çalışmak için başka şehirlere, ülkelere göç etmek zorunda kaldı.

Bugün aynı söylemler Gemi Söküm Tesisi için söyleniyor.

Bakın bunları söyleyenler de öyle işsizler değil.Partisel,düşünsel,yorumsal laflar.

Bilinçli değil yani !

Bu kadar zararlı maddeye bir şekilde temas ederek yaşayanların eceli ile öldüğüne ben pek inanmıyorum. En azından kanser, kalp krizi, cilt hastalıkları, v.b gibi nedenlerle ölenlerin büyük çoğunluğun “bu maddelerin zaman içinde,vücuduna maruz kalması” sonucunda tetikleyici unsur olarak neden teşkil etmiş olabilir.

Bunu kimse geriye dönük incelemediği ve kanıtlanamayacağı için biz buna kısaca “ecel” diyoruz.

Ne yazık ki; konu yine zararlı sanayi olunca, aynı aktörler karşımıza çıkıyor.

Bu konuda da başka bir yazımda isim vererek kimlerin Ankara'nın tetikçileri olduğunu yazacağım.

Sona sakladığım bir element var! Sülfürik Asit.

Zonguldak’ta eğitim hayatımda fizik hocamız bu elementi öğretirken, simgesini de bize şu formül ile  öğretmişti!

H2SO4  Hasan iki salak Osman dört”.

Ulan şimdi düşünüyorum da! Fizik hocası bütün bunları biliyordu da bize bir sey mi ima ediyordu ? diye de kendime sormuyor değilim.

Öyle ya! Zonguldak ülkenin kimyasal çöplüğüne döndü!

Kaynak: Hayati Yılmaz - Zonguldak Tarih

Editör: TE Bilisim