Zonguldak

Kızılay beklentisizlerin yeridir

Kızılay'ın yeni yönetimi belli oldu. Yeni haftaya Kızılay şubemiz yeni yönetim kurulu oluşmuş, görev dağılımı yapılmış olarak giriyor. Bu da Ramazan ayı öncesinde umut veren bir gelişme. Siyasetten uzak, tam bir görev yeri olması gereken Kızılay, kimsesizlerin kimsesi olur ümidindeyim. Beklentisizlerin görev yeridir Kızılay.

Kızılay'ın yeni yönetimi belli oldu. Yeni haftaya Kızılay şubemiz, maden mühendisi Serap Elibol başkanlığında yeni yönetim kurulu oluşmuş, görev dağılımı yapılmış olarak giriyor. Bu da Ramazan ayı öncesinde umut veren bir gelişme. 

Siyasetten uzak, gönüllülük esasına dayalı kurulan Kızılay'ın, Zonguldak sınırlarında da kimsesizlerin kimsesi olmasını ümit ediyorum.  

Yeni yönetimi 2-3 isim dışında pek tanımıyorum. Zaten isimler değil, nasıl hizmet edildiğidir önemli olan... Hep demiyor muyuz, kişiler gelip geçici, eserler kalıcı diye.  

İşte tam da beklentisizlerin yeridir Kızılay.

Hakk'ın rızasına erme adına halka hizmet yeri.

Ancak ve ancak beklentisizler, kimsesizlerin kimsesi olabilir.

Bu yönetim dertlilerin derdine derman olabilir mi?

Muhtaçların yarasına merhem olabilir mi?

Orasını zaman gösterecek.

Ne mutlu bir yaraya merhem olabilene...

NİMETİN AHI MI TUTTU BİZİ?

Kadir kıymet bilemedik.

Fotoğrafa bakıyorum, tane hesabı olarak domates 5,16 TL, biber 2, patlıcan 6,78 TL, salatalık 3, 83 TL'den satılıyor. Ama tarlada alın teri akıtan çiftçi, bu fiyatlara kilosunu bile zor satıyordur.

Yazları pazarlarda bollukta ucuz ucuz alıyorduk. Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızdaydı. Buzdolabına yığdığımız sebzeleri yemeyi unutur, sonra da çürümüş diye çöpe atardık.

Hatırladınız mı bu manzaraları?

Çöpe dökülen tonlarca ekmeği, artık yemekleri saymıyorum.

Fiyatı ateş pahası olunca değerini anladık mı?

Anlayabilir miyiz?

Yokluğunda, bulmakta aciz kaldığımızda kesinlikle anlarız. Ne kadar şükürsüzmüşüz deriz, kendi kendimize kızarız. Ama ne zaman ki nimete ulaşırız, o anda kıymetini unutuveririz.

Nankörüz biz.

Beşeriz, şaşarız biz.

Yüce Yaratıcı elimizden aldığında anlarız kıymetini.

Geri verdiğinde unuturuz değerini.

Kıymet bilmedik diye bunlar olsun demiyorum. Ama biz böyle olduğumuz için bunları yaşıyoruz, biliyorum.

Öte yandan işin reel politik, ekonomik, sosyolojik, ahlaki bir çok sebeplerini saymak mümkün.

Eğer bu ekonomik ve toplumsal kısır döngüde, vatandaşlar bazında bir sorumlu arayacaksak, her birimizin tek tek kendimizi sorgulamamız gerekiyor.

ŞİDDET SARMALI

Ekonomik darboğazın dışında toplumsal şiddet belasıyla da başımız dertte. Gün geçmiyor ki onlarca cinayet, yaralama ve enva-i çeşit şiddet olayıyla sarsılmayalım.

Kadına şiddet hız kesmeden devam ederken, son yıllarda sağlıkçılara yönelik şiddet vakaları patladı. Her gün haber bültenlerinde Anadolu'nun bir köşesinde sağlıkçılara saldırı haberleri geliyor. Hastane magandalarına özel güvenlik görevlileri de pek güç yetiremiyor. Öyle ya, hastanelerde görev yapan özel güvenlik görevlileri, bu tür olaylara karşı caydırıcı bir role sahip olacaktı. Ama gördüğüm kadarıyla uysal vatandaşlara sözünü geçiren özel güvenlik görevlileri, haydutları sindirmede yetersiz kalıyor. Hastanelerde, özellikle acil servislerde görev yapan güvenlik görevlileri, caydırıcı bir müdahale gücüne kavuşturulmalı.

Bu konuda Adalet Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı arasında bir görüşme yapılmış. Buna göre hastane magandalarına hapis cezası gelecekmiş. Çeşitli caydırıcı tedbirler ele alınmış. Umarım bu kararlar etkili olur.

Şiddet hiçbir zaman çare değildir. Sağlıkçılar, canımızı emanet ettiğimiz kıymetlilerimiz. Elbette her meslek grubunda olduğu gibi onlar arasında da işini sevmeden yapan, iletişim problemi olan veya iş yükü nedeniyle agresif yapıda olanlar çıkabilir. Yani bazen sağlıkçılar da hatalı iletişim kurabilir. Ama ne olursa olsun şiddet kabul edilemez. Hele ki bir şeye kızıp bütün hastane çalışanlarına saldırmak, hastanenin camını indirmek neyin nesidir?

Bu haydutlar, olay esnasında kaba kuvvetle bastırılmadıkça, ağır cezalarla yargılanmadıkça durmayacak. O yüzden her iki bakanlığın aldığı kararları destekliyorum.

KİLİMLİ ANADOLU LİSESİ

Kilimli Anadolu Lisesi'nde güzel bir ortam sağlanmış liseli gençlere... Bir zamanların efsane yapımlarından Asmalı Konak dizisinin setinde kullanılan eşyalar malzemeler okula taşınmış. Buna okulun Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmeni öncülük etmiş. Öğrenciler de dizideki malzemeleri boyayıp okula uyarlamış. Nizamettin Velioğlu hayrına oluşturulan kütüphane de beraberinde açılmış. Gençler için güzel bir yaşam alanı oluşturulmuş. Kötülüklerin dünyasında, böyle güzel şeyler de oluyor. Bu da insan olanı mutlu ediyor.

Allah sayılarını artırsın...

Emeği geçenleri kutluyorum.