50 çocuk için sünnet şöleni... 50 çocuk için sünnet şöleni...

6 Ağustos 1999 tarihinde evinin önünde aracından inerken bir suikast sonucu öldürülen Şemsi Denizer, olaydan sadece dakikalar önce Deniz Kulübü'nde sendika delegelerine verdiği yemekten ayrılırken Deniz Kulübü kapısında çekilen SON fotoğrafının hikayesi...

………….

“O tarihte Millet Haber Ajansı Zonguldak muhabiriydim. Cinayetin olduğu gece eşim ilk çocuğumuza hamile olduğu için annesinin Rat’taki evinde kaldık. Cep telefonu yaygınlaşmaya yeni yeni başlıyordu.

O gece hangi akla hizmetse telefonumu kapattım. Cinayet olduğu andan itibaren başta Milliyet Haber Ajansı olmak üzere herkes bana ulaşmaya çalışmış. Hatta bazı gazeteciler evime gelerek defalarca kapıyı tıklayıp açmayınca camına taş atmışlar.

Ertesi sabah uyandığımda NTV’de yayınlanan canlı yayını mahmur gözlerle izlerlerken Şemsi Denizer’den bahsedildiğinde ister istemez kulak kabarttım. Bir ara spiker yanındaki konuğuna, “Şemsi Denizer cinayetini nasıl yorumluyorsunuz?” diye sorunca kendimi pijamayla sokağa attım. Cep telefonumu açmaya bile cesaret edemiyordum. Milliyet Haber Ajansında son derece başarılı haberler yapmış olmama rağmen bir hatam belki de işten atılmama mal olacaktı. Tüm cesaretimi toplayıp cep telefonumu açtım. Hiç unutmuyorum telsim şebeke işaretini görmemle Milliyet Haber Ajansı yurt haberlerinden aranmam bir oldu. Karşımdaki ses “Mustafa genel müdür seni yiyecek” diyordu. Mahcup bir sesle İstifa dilekçemi yazıp göndereceğimi ama bu haberin de hakkını vererek ayrılacağımı söyledim. Ancak karşımdaki kişi pes etmemem gerektiğini şu ana kadar herkesin elindeki bilgilerin ve fotoğrafların aynı olduğunu söyledi. Telefonunu kapatıp kendimi Nağme Color’ Fotoğraf stüdyosuna attım. O tarihte belki de en çok kazanan en iddialı haberleri yapan acar bir muhabir olarak kendimi dayak yemiş bir boksör kadar yorgun ve çaresiz hissediyordum. Ve belki de mesleki yaşantımın kırılma noktası o an gerçekleşti. Kapıdan içeriye 36’lık Fuji film şeridiyle gazeteci abimiz Mehmet Al girdi. “Sen neredesin herkes seni arıyor” ile başlayan sohbetin ardından, “Canını sıkma Şemsi Denizer’in ölümünden sadece 5 dakika önce çekilmiş son fotoğrafı benim elimde ”diyerek elindeki film karesini gösterdi. Mehmet abi o gece Şemsi Denizer’in Deniz kulübünde delegelere verdiği yemeğe katılmış, gecenin bitiminde salondan ayrılırken masada oturan sendikacılarla vedalaşmasını fotoğraflamıştı. 36 kareden oluşan film rulosu çoğu zaman 36 E kare olarak banyodan çıkardı. Ve Mehmet abinin uzattığı film rulosunu elime aldığımda ertesi gün Milliyet gazetesinin manşetinde yer alan fotoğraf karesini gördüm. Denizer’in yaşarken çekilmiş son fotoğrafı buydu. Hemen Milliyet’i arayıp Denizer’in son fotoğrafının elimde olduğunu söyleyince bir anda, karşımdaki kişinin haber merkezindeki genel müdür Atilla Güner’e, “Zonguldak’tan Mustafa, Denizer’in ölmeden 5 dakika önce çekilen son fotoğrafını bulmuş” diye bağırması hala kulağımda çınlıyor…

Sevgili üstadımız Namık Aşçı, derdi: “Mustafa siz farkında olmadan tarihe not düşüyorsunuz”
Bu fotoğrafı görünce 24 yıl öncesine gittim…
Kulakları çınlasın… Şu an Antalya’da hala aktif gazetecilik yapan Mehmet Al’a bir kez daha teşekkür ediyorum…”

Mustafa Özdemir-5 Ağustos 2023
Zonguldak Nostalji

Editör: Abdullah KARABACAK