Zonguldak'ın gönüllü polis memuru... O kara ve puslu şehirde yaşayan ya da bulunmuş herkes tanırdı onu. Bir bakmışsın Tepebaşı'nda bir bakmışsın Fener'de bir bakmışsın çarşıda. Hiç görevini aksatmazdı. Hiç yorulmazdı. Sürekli talimat verirdi araçlara. Yayalara müdahale ederdi. Maaş ver makam ver hatta akıl da ver bu kadar verim alamazdın ondan.

Evet akıl… Akli dengesi bozuktu Rıdvan Amcanın. Hikayesini de bilmezdi kimse. Çünkü soracak birisi olmazdı yanında. Hep yalnız gezerdi... Bir gün görev yeri Tepebaşı’ydı. Yani o gün orada takılıyordu diyelim. Biz de okuldan dönüyorduk. Okuldan evlere yürünürdü o zamanlar. Yakın olduğundan değil servis diye bir şey icat edilmediğinden. Dolmuş mu? Para alıyordu. Neyse konumuza dönelim.

Madam Butterfly pankartı... Madam Butterfly pankartı...

Okuldan dönüyorduk. Rıdvan Amca yolda görevinin başında. Biz görünce dalga moduna geçtik hemen. Çocukluk işte... Şimdi olsa yapar mıyım hiç… Saygı duyarım aksine. Hemen bağırmaya başladık. Ne diye bağırdığımızı hatırlamıyorum. Dikkat dağıtmaktı herhalde amacımız. Tam o sıra da arka kapısından köpek sarkan bir araç geçiyordu önümüzden fakat köpek fazla sarkmış olacak ki düştü. Yola düştü. Küçük sayılabilecek fino tarzı dedikleri bir köpekti. Tabi ezilme tehlikesi oluştu hemen. Çünkü köpek o şaşkınlıkla kaçmıyor hareket dahi etmiyordu. Gönüllü polis memuru Rıdvan Amca hemen müdahale etti. O an bütün trafiği el hareketleriyle durdurdu. Biz bile inanamadık. O ana kadar kendi kendine eğlenen bir deli olarak gördük hep onu. Ama herkes onu dinledi ve durdu. Bekledi. O köpeği aldı ve düşen arabanın arkasından bağırmaya çalıştı. Bağırmaya çalıştı çünkü sesi çıkmıyordu. Bir şey söyleyemiyordu. O an konuşamadığını da anladık. Oysa ki biz her dalga geçişimiz de bizimle muhatap olmadığı bize kızdığı için konuşmadığını sanıyorduk. Meğerse Rıdvan Amca konuşamıyormuş. Sonrasında ben müdahale ettim ve sesimi araç şoförüne duyurdum. Durdu araba. İndi ve köpeği aldı. Önce öptü sonrasında bir yerinde bir şey var mı ona baktı. İyi hatırlıyorum. Sonra da kenara çekildiler. Trafik akışına devam etsin diye. Arkadan olayı görmeyenler yüklü bir korna sesine başlamıştı çünkü. Daha sonra şoför amca Rıdvan Amcaya para vermeye çalıştı. Ve o an. Rıdvan amca gülümseyerek almadı. Parayı bilmediğinden olabilir ama şimdi ben öyle algılamak istemiyorum. O görevini yaptı. Parayı kabul edemezdi. O çünkü dünyaya bir görev için gönderilmiş binlerce akıl hastasından biriydi. Ben öyle inandım hayatta sonraları. Delilerin çok önemli görevleri vardı bu hayatta. Sonrasın da şoför köpeğiyle aracına döndü. Ve trafik de normale.

Bizim için o an Rıdvan Amca kahraman oldu. Bağırmaya ve alkışlamaya başladık. Ama o yine dönüp bize bir şey diyemedi. Ama bu sefer el kaldırdı. Muhatap oldu bizimle. Çok zaman sonra yani yıllar sonra bir sosyal medya hesabında gördüm fotoğrafını Rıdvan amcanın. Çok duygulandım. Bu olay geldi hemen aklıma. Kahraman polis memuru Trafik Rıdvan Amca. İyi de geldi hatta. Çocukluğuma döndürdü beni. Allah sana uzun ömür versin Rıdvan Amca... Her aklı olan zararlı yaratıklar delirse de senin gibi faydalı bir amcaya dönüşse...

Necdet Nusret Nuhoğlu-2018
Zonguldak Nostalji 

Editör: Abdullah KARABACAK