Tüm Hayvan Hakları Savunucuları ve Hayvan Hakları Temsilcisi sivil toplum kuruluşları oluşumlar ve gönüllüler, madenci anıtında sokak hayvanları için açıklamada bulunmuş.

Sokaklardaki hayvanlara sahip çıkmak güzel bir şey.

İnsan, hayvan, bitki demeden bütün canlıları korumak hepimizin görevi.

Öte yandan günümüzde şiddete hayvanlardan çok insanlar; özellikle de kadınlar ve çocuklar maruz kalıyor. En eğitimli dediğimiz kesim bile şiddetten geri durmuyor.

Baksanıza her gün yurdun dört bir tarafından bir öğretmenlerin çocuklara uyguladığı şiddet haberleri insanı insanlığından utandırıyor.

Bunlar daha bir şekilde görüntülenip de basına yansıyanlar. Ya 'kol kırılır yen içinde kalır' denilenler ne olacak?

Evet, kendi öz evladına acımayan insan bozması canavarların hayvanlara acıması beklenebilir mi?

Haliyle zaman zaman hayvanlar da şiddetten nasibini alıyor. Fakat kadınlar ve çocuklar çok daha fazla şiddete maruz kalıyor.  

Fakat benim ülke genelinde hayvanlar için yapılan açıklamalara küçük bir itirazım var.

Yanlış anlaşılmasın, şiddetin her türlüsüne, koşulsuz karşıyım.

Demek istediğim, bir kere de sokakta yaşayan kimsesizler için çağrı yapsa, yüreği hayvan sevgisiyle çarpan yurttaşlar. Hayvanlar için yaptıkları  açıklamanın yanına yetim öksüzleri, sahipsizlikten sokakta yaşayan gençleri ve zararlı alışkanlığa yakalananları da katıverseler...

Bence bütün canlar için buna değer.

Okulda önce haber mi yoksa insan mı diye sorarlardı.

Ben önce insan diyenlerdenim.

TGF Genel Başkanı Karaca "Anadolu basını zor durumda" TGF Genel Başkanı Karaca "Anadolu basını zor durumda"

Şimdi de önce insan mı, hayvan mı ikilemi yaşıyoruz. Her ikisi de can taşıyor.

Şiddete uğrayan insansa önce insan, hayvansa önce hayvandır asıl olan...

10 OCAK MESELESİ

Bugün 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü.

Mesleğini hakkıyla yapan gazetecilerin günü kutlu olsun.

Soğukta, karda, çok zor şartlarda haber peşinde koşanları kastediyorum.

Ben geçmişte karda fırtınada, sahada yıllarca çalıştım. Soğukta görüntü çekeyim derken parmaklarımın soğuktan sızladığı günleri unutmam mümkün değil. Maden ocaklarında sabahladığımız zamanları... Saldırıya uğradığımız zamanları, Adliye önünde sabahladığımız geceleri...

Ben madalyonun her tarafında oldum.

Şu anda yapmaya çalıştığımız mecra gereği evden, ofisten çalışıyorum. Sahadaki haberlere nadiren gidebiliyorum.

Fakat son zamanlarda sahada çalışanlar, çalışmayanlar diye bilinçli bir şekilde bir şey köpürtüldüğünü görüyorum. Haklılık payı olan eleştirileri kabul ediyorum. Ancak geçmişte gazeteciydi/değildi tartışmaları ne kadar neticesiz kaldıysa, bu da aynı şekilde kısır bir tartışma olarak kalacaktır.

Bakıyorum dün birileri tarafından 'gazeteciydi - değildi' diye eleştirilenler, bugün geçmişine hiç bakmadan başkalarına burun kıvırır olmuşlar.

İnsan önce neydim, ne oldum, ne olacağım demeli.

Ne yazık ki yüksek menfaat dürbünü, bunu görmemize izin vermiyor.

İşte Zonguldak basınında gelinen nokta bu.  

 

Editör: TE Bilisim