Kültür-Sanat

Türkiye'nin ilk üniversitesi olma özelliğini taşıyan "Zonguldak Maden Mühendis Mekteb-i Alisi" adıyla kurulan ve halen eğitim ve öğretim hayatını Endüstri Meslek Lisesi olarak sürdüren okul Zonguldak'ın göğsünü kabartıyor

Türkiye'nin ilk üniversitesi olma özelliğini taşıyan "Zonguldak Maden Mühendis Mekteb-i Alisi" adıyla kurulan ve halen eğitim ve öğretim hayatını Endüstri Meslek Lisesi olarak sürdüren okul Zonguldak'ın göğsünü kabartıyor.

Osmanlı madenciliğinin 17. ve 18. yüzyıllarda çöktüğü, teknoloji birikiminin yok olduğu, ustaların dağıldığı bilinen bir gerçektir. Đkinci gerçek de, medrese eğitim düzeninde madenciliği oluşturan bilim dallarından hiçbirinin yer almadığıdır. 19. yüzyılda Osmanlı, para basımı için dışarıdan ucuza aldığı madenlerden yoksun kalınca, iç kaynaklara yönelmek zorunda kalmıştır.

BU olguya batılıların siyasal çekişmeleri ile Ereğli Kömür Havzası’nın bulunuşu da eklenince, ülke madenciliği dirilme sürecine girmiştir. Bu canlanmanın işaretlerini, 1827 yılında Đbrahim Ethem adlı bir gencin, maden mühendisliği öğrenimi için yurt dışına (Fransa) gönderilmiş olmasıyla, 1858 yılında Arazi Nizamnamesi’nin ve 1862 yılında da ilk Maden Nizamnamesi’nin yürürlüğe konulmasında buluyoruz. 

TÜRKİYE’DE ÖĞRENİM GÖREN İLK MADEN MÜHENDİSLERİ 

Türkiye’deki “Türk Maden Teknik Elemanı” miktarının yetersizliği dikkate alınarak, madenciliğin ihtiyaç duyduğu mühendisleri yetiştirmek üzere, Zonguldak’ta 1924 yılında T.C. Đktisat Vekilliği’ne bağlı dört yıl tedris devreli “Yüksek Maadin Mühendisi Mektebi Alisi” açılmış ve başına müdür olarak istanbul Yüksek Mühendis Okulundan Profesör “Müderris” M. Refik FENMEN tayin edildiği gibi yurt dışından da bir kısım yabancı öğretmenler getirtilmiştir. 

"MADEN FEN MEMURU MEKTEBİ" OLARAK KULLANILDI

Ereğli Şirketi teslim tutanaklarında askeri kışla olarak görülen, şimdiki Endüstri Meslek Lisesi’nin tarihi binaları, I. Dünya Savaşı sırasında askeri kışla olarak yapılmıştır. İnşaatın finansmanını, o zaman taşkömürü ocaklarını işleten şirketlerin iane olarak karşıladıkları bilinmektedir. Binalar önceleri “Maden Fen Memuru Mektebi” olarak kullanılır.

Bu okul Topoğraf, Jeometr, Başçavuş gibi teknik elemanlar yetiştirir. Daha sonra Havzada mühendis ihtiyacını karşılamak amacıyla 1924 Yılında açılan “Yüksek Maadin ve Sanayi Mühendis Mektebi” kurulur. Maden mühendisi yetiştirmek amacıyla kurulan okul, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurduğu ilk yüksek okuludur. Bu okul, savaştan yeni çıkmış ve tamamen kendi öz gücüne dayanarak ülkeyi yeniden kurma amacındaki genç Türkiye Cumhuriyeti’nin umudu olmuştur. Okulun kuruluşunda, zamanın en gelişmiş okullarından Belçika'nın Mons şehrindeki “Ecole des Mines” örnek alınmıştır.

"BİLGİLİ VE ÇALIŞKAN" ÖĞRENCİLER YETİŞTİRİLDİ

1925’te tayin olan Okulun kurucusu ve müdürü aynı zamanda Elektrik Bölümü hocası, Elektrik Yüksek Mühendisi Profesör Mehmet Refik FENMEN (1882-1951) görevini okulun kapatıldığı 1931 yılına dek sürdürdü. Bu okulun kurucusu ve müdürü M. Refik FENMEN, ülke madenciliğine hizmeti kendisine ideal edinmiş, “bilgili ve çalışkan” öğrenciler yetiştirmeye büyük önem veren değerli bir eğitimcidir.

Okulun madencilikle ilgili diğer bütün mesleki ders hocaları da Avrupa’da öğrenim görmüş değerli Maden Mühendisleri olup, ayrıca Belçika’dan gelmiş dörtte mesleki uzmanlık sahibi ve deneyimli hoca bulunmakta idi.

ÖĞRENCİLERE FRANSIZ KURSLARI DA VERİLDİ

1924’den 1927 yılına kadar ilk dönemlerde İstanbul Yüksek Mühendis Mektebi’nde olduğu gibi lise sınıfları arasından imtihanla ve sonradan sadece Lise mezunları arasından seçilen leyli meccani (parasız yatılı) öğrencilere değerli bir öğretim kadrosuyla ciddi bir öğretim yaptırılmıştır.

Okulda gösterilen derslerin madenciliğe ait olan uzmanlık kısmındaki yabancı profesörlerin ders müfredatını doğrudan doğruya takip edebilmeleri için öğrencilere okula girişlerinden itibaren haftada 10 saat Fransızca kursları verilmiştir. 

Ayrıca teneffüslerde dahi öğrencilerin aralarında Fransızca konuşmalarını sağlayan sıkı bir disiplin, İsviçreli bir Fransızca öğretmeni tarafından tesis ve tatbik olunmuştur. Böylece Fransızca öğretilmiş öğrencilere ders kitabı olarak Fransızca teknik kitapların en modernleri her yıl parasız olarak verilmiştir.

Tamamlayıcı olarak da Fransızca Teknik Kütüphane kurulmuştur. Bu sayede, Batı dünyasının teknik literatürü içine, tercüme yoluyla değil, doğrudan doğruya girme imkanı sağlanmıştır.

Laboratuarlarıyla, koleksiyonlarıyla, her türlü cihazlarıyla zamanın en modern bir Maden Yüksek Mühendisi Mektebi halinde çabuk gelişen bu okulun mezunları, tatilleri sırasında Türkiye’deki madenlerde ve mezuniyeti takiben 3 ay da Avrupa’daki madenlerde ciddi bir stajdan geçirildikleri için, mevcut yerli yabancı maden şirketlerince maddi ve manevi çok iyi şartlarda derhal angaje edilmişlerdir.

1924 YILINDA AÇILDI İLK MEZUNLARINI 1928 YILINDA VERDİ

Öğrenciler her tedris yılı sonunda bir ay ocaklarda işçi gibi çalışarak staj yaptıkları gibi, okulu bitirimlerinde de Avrupa’daki maden ocaklarına staja gönderilirdi. Bu stajlarını başarı ile tamamlamayanlara da diplomaları verilmezdi. Zonguldak Yüksek Maadin Mühendisi Mektebi Alisi 1924 yılında açılmış, ilk mezunlarını 1928 yılında vermiştir. Ancak bu yüksekokul pek kısa ömürlü olmuş ve 1931 yılında son mezunlarını verdikten sonra kapatılmıştır.

Okuldan 1924-1931 yılları arasında toplam 70 Maden Mühendisi mezun olmuştur. 1924-1925, 1925-1926 ve 1926-1927 dönemlerinde lise sınıfları (ortaokul mezunları), 1927-1928 ve 1928-1929 dönemlerinde ise sadece lise mezunları arasından sınavla öğrenci alındı. 1929 yılından sonra okula öğrenci kaydı yapılmadı. 

1931 YILINDA SON MEZUNLARINI VERİP KAPATILDI

1924-1925 ve 1925-1926 dönemlerinde, Matematik Profesörü Kerim Bey, Fizik Profesörü Hayri Bey ve Kimya Profesörü Mehmet Akif Bey tarafından, sadece temel dersler verildi. 1926-1927 döneminde başlayan meslek dersleri için Belçika’dan 4 adet ve Fransızca dersi için İsviçre’den 1 adet profesör getirtilerek dersler Fransızca verilmeye başlandı ve bu eğitim kadrosu Fransızca bilen Türk futbol, voleybol ve tenis eğitmenleri sağlanarak güçlendirildi. 1925 ile 1927 yılları arasında iki büyük bina daha ilave edilerek, Mineraloji ile Petrografi koleksiyonları oluşturuldu ve Sınai (Endüstriyel) Kimya Laboratuarı kuruldu.

"FAZLA MEZUNLAR İŞSİZ" KALIR DENİLEREK KAPATILDI

Okulun son devrelerinde, ülkemizin ihtiyacından fazla Maden Mühendisi mezun olduğunun ileri sürülmesi üzerine, okul müdürü M. Refik FENMEN okulun genişletilerek mühendisliğin başlıca dallarında geniş bilgi sahibi sanayi mühendisleri de yetiştirilmek arzusuyla okulu “Maadin ve Sanayi Mühendisi Mektebi Alisi” haline çevrilmesine çalışmış ise de, 1931 yılında mezun verildikten sonra okul kapatılmıştır. 28 Okul kapatılmadan önce İktisat Vekaleti’nin (Ekonomi Bakanlığı) okulu kapatma gerekçesi şu şekilde belirtiliyor, “Çıkarılacak madenlerle ilgili gereksinime yeterli olacağı ya da fazlasının işsiz kalacağı, 1929 Dünya ekonomik bunalımının Türkiye’yi de etkilemesi gerekçeleriyle ve T.C. Hükümeti’nin tasarruf önlemi alması” nedenleriyle geçici olarak kapatılmıştır. 

Kapanma nedeniyle okulu bitiremeyen 3. sınıfın öğrencileri Đstanbul’daki yüksek okullara nakledilmişlerdir. Müdür Mehmet Refik Bey Đstanbul’a tayin edilmiştir.29 Cumhuriyetten önce, Türkiye’deki madenlerde ve Zonguldak Havzasında tek tük maden mühendisi mevcut iken, Türk madenciliğine Etibank’a, MTA’ya değerli hizmetlerde bulunmuş, daha sonraki yıllarda aralarında bakanlık (Đhsan SOYAK), milletvekilliği (Rauf ALPSOYLU, Naim KROMER, Cemal KIPÇAK) ve şairler (Behçet Kemal ÇAĞLAR) gibi birçok değerli maden mühendisi yetişmiş olan bu okulun 1928- 1931 yılları arasındaki mezunları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

Kaynak: http://www.maden.org.tr