Gündem

Vaka-i Şerriye

Üzülerek söylemem gerekirse çarşıda maske kuralına riayet eden kişi çok az. Caddelerimiz dar, kaldırımlarımız varla yok arası... Haliyle insanlar gün boyu iç içe... Bir de aileler arası görüşmeler, kış akşamları kapalı mekanlarda uzun süre bir araya gelmeler var ki sonuç ortada... İşte el birliğiyle hortlattık.

Asrın vebası koronavirüs, yeni yılla birlikte seviye atladı.

Her tarafta çığ gibi katlanarak büyüyen vakalar iyiye işaret değil. Özellikle omicron varyantıyla birlikte yayılım hızı katlandı.

Genel olarak gençlerde fazla ağır hasar bırakmasa da orta yaş ve üstünde, özellikle de kalp, tansiyon, şeker ve akciğer gibi kronik rahatsızlığı bulunanlarda yıkıcı hasara neden olabiliyor.

Her gün 100-150 vatandaşımız hayatını kaybediyor.

Yanlış hatırlamıyorsam bilim kuruluna göre risk sınırı 75 bin vaka olarak belirlenmişti. Dün 65 bin olan vaka sayısı 24 saatte 75 bin seviyelerine yükseldi. Vakaların sonucu ileriki günlerde, -Allah korusun- vefat sayısına da yansıma ihtimali yüksek.

Tüm bunlar, kötü ve hayırsız olaylar anlamına gelen vaka-i şerriye değil de nedir? 

Rekor seviye diyoruz; ama bu neyin rekoru bilen, düşünen var mı?

Bence;

-Dikkatsizliğimizin,

-Tedbirsizliğimizin,

-Cahilliğimizin,

-İşi hafife alışımızın,

-Maske, hijyen, sosyal mesafe kuralına riayet etmeyişimizin,

-Kış mevsiminde, kapalı mekanlarda toplu programlar yapılmaması tavsiyesine uymayışımızın neticesi bütün bunlar...

Hala kısıtlama karşıtı olan, aşı karşıtı olanlar var.

Hele Avrupa'daki gösteriler daha enteresan. Demek ki vücut Avrupa'da, kafa ortaçağ karanlığında...

Konuyu dağıtmayalım, biz kendi ülkemize, hatta Zonguldak'a mercek tutalım.

Gün içinde bazen dışarı çıkmam gerektiğinde maskesiz dolaşmıyorum. Bazen nefesim kesiliyor. Ama asla çıkarmıyorum. Üzülerek söylemem gerekirse çarşıda maske kuralına riayet eden kişi çok az. Caddelerimiz dar, kaldırımlarımız varla yok arası... Haliyle insanlar gün boyu iç içe...

Bir de aileler arası görüşmeler, kış akşamları kapalı mekanlarda uzun süre bir araya gelmeler var ki sonuç ortada...

Kısaca el birliğiyle hortlattık.

10 OCAK VAKASI

Öte yandan Pazartesi günü Dedeman Otel'de 10 Ocak Çalışan gazeteciler Günü vesilesiyle kahvaltılı bir basın toplantısı düzenlenmişti.

Valilik Basın bürosu sağ olsun, kentin gerçek gazetecilerini belirleyerek, programa davet etmiş, ardından şehrin ileri gelen idarecilerini de programa iliştirmişti.

Katılmadığım için programın detaylarına vakıf olmasam da kamuoyuna yansıyan fotoğrafa bakılırsa, gazetecilerin pek hoşnut olmadığı anlaşılıyor.   

Tabi kapalı mekanda kahvaltı, sohbet muhabbet derken uzun sayılabilecek sürede herkes bir arada iç içe etkinlikten birkaç saat sonra Ak Parti İl Başkanı Zeki Tosun, covid-19 olduğunu açıkladı.

Hastaneye yatırılan Tosun'un ardından bugün de protokol masasında yan yana oturduğu Zonguldak Belediye Başkanı Ömer Selim Alan, korona oldu.

Her iki başkana da geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.

Kamuoyuna yansıyan fotoğrafta, koronaya yakalanan iki ismin hemen yanında oturan Vali Mustafa Tutulmaz ile masadaki rektör, iktidar milletvekilleri ve gerçek gazetecilerin gerçek dernek başkanları bulunuyordu. Haliyle protokol masasındakilerin tedbir amaçlı olarak test yaptırması gerekiyor. Umarım başka kişilere bulaşmaz.

Bu durum gösteriyor ki, topluma kötü örnek olmamak adına artık kapalı mekanlarda toplu programlara ara vermek lazım. İlla Bilim kurulunun veya Sağlık bakanlığının tavsiye ve kısıtlama getirmesine gerek yok. En azından birkaç ay dikkat etmekte yarar olduğunu düşünüyorum.

Bu arada az daha unutuyordum!

10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü gibi birlik ve beraberlik sergilenmesi gereken etkinliklerde ayrımcılık yapanları huzurlarınızda kınıyorum.

Öte yandan mesleğini yaparken hayatını kaybeden bütün meslektaşlarımı da rahmetle anıyorum.

Oldu madem, Büyük Halk Ozanımız Yunus Emre'yle noktayı koyalım:

Dünyaya gelen göçer

Bir bir şerbetin içer

Bu bir köprüdür geçer

Cahiller onu bilmez

***

Gelin tanış olalım

İşi kolay kılalım

Sevelim sevilelim

Dünya kimseye kalmaz