Zonguldak’ın sevilen isimlerinden Özcan Sevinç’in oğlu ünlü oyuncu Burak Sevinç, dizi ve sinema dünyasındaki başarısıyla adından söz ettiriyor.
Ünlü oyuncu Burak Sevinç, en son kansere yakalanarak hayatını kaybeden ünlü şarkıcı Murat Göğebakan’ın hayatını canlandırdı. Kalbim Yaralı isimli sinema filminin başrol oyuncusu Burak Sevinç, filmdeki performansıyla sinemaseverlerin de ilgisini çekiyor.
Lise yıllarında müzikle de uğraşan Sevinç, filmdeki şarkıları kendisinin seslendirdiğini belirtiyor.
Sabah Gazetesi’nden Yasemin Döngel’in sorularını yanıtlayan Sevinç, role nasıl hazırlandığı ve özel hayatına yönelik sorulara yanıt verdi.
Murat Göğebakan: Kalbim Yaralı" filmi vizyona giriyor. Neler hissediyorsunuz?
Çok yoğun bir süreç. Ama çok güzel ve heyecanlı geçiyor.
Murat Göğebakan'ın hayatını oynamak için teklif size nasıl geldi? İlk teklif geldiğinde ne hissettiniz?
Menajerlerime gelen bir teklifti bu. Benim bundan haberim yoktu. Daha sonrasında yapımcılar ve menajerimle beraber bir sofrada oturduk, ne olur ne olmazı konuştuk ve bir hafta 10 gün kadar sürdü bu süreç az da değil. Sonrasında ben ikna oldum. Çünkü zorluk bir oyuncu için çok cezbedici olabiliyor. Çünkü biz 3 haftada hazırlandık. Normalde biyografi filmine minimum 5-6 ayda hazırlanılıyor ki önceki örnekleri de o şekilde yapıldı biliyorum hazırlık süreçlerini. Biz 3 haftada sete çıktık. O yüzden bu zorluk biraz riskli oldu ama güzel oldu.
3 haftada nasıl hazırlandınız, o süreci dinleyebilir miyiz?
Çok zordu. Sınırlı kaynaklar vardı işin kötüsü o. Çünkü kendisi magazinsel bir insan olmadığı için en azından bir yerden öncesine kadar kaynak bulmakta zorlandık. Ama sağ olsun ailesi ve yakınları yardımcı oldular. Mimiklerinden hareketlerine, konuşma tarzına kadar elimizdeki videolarla, o kaynaklarla, ya da yakınlarıyla aileleriyle konuşarak bir şeyleri netleyip bir ortasını bulup bir şeyler ortaya çıkarmaya çalıştık. En doğalını en gerçeğini ortaya koymaya çalıştık. Şu ana kadar gelen yorumlar da en azından fragmandan olumlu yönde.
Filmde şarkıları kendi sesinden mi duyacağız, yoksa siz mi seslendiriyorsunuz? Bu hep tartışılır malum, bu konuda ne düşündüğünüzü merak ediyorum…
Şahsi olarak söylüyorum bunu kimse üstüne alınmasın; oyuncunun sesi olmalı. Çünkü birini canlandırıyorsanız, sesi de size aitse, şarkısını da siz söylemelisiniz. Playback bence olmaz, lafım meclisten dışarı kimse yanlış anlamasın. Bu benim görüşüm, benim kanaatim. Oyuncu söylemeli.
Rol gelmeden önce Murat Göğebakan'ı ne kadar tanıyordunuz, mesela tanıdıktan sonra çok şaşırdığınız veya çok etkilendiğiniz bir bilgi öğrendiniz mi kendisiyle ilgili?
Tabii ki oldu. Hayatını bilmiyordum, sadece şarkılarıyla tanıyordum kendisini. Hatta çocukluğunda ve gençliğimde bile gitarla şarkısını söylediğimi biliyorum. "Ben Sana AşıkOldum"u ben söylüyordum gitar çalıp lise yıllarımda. Muhteşem şarkıları vardı birçoğunu da biliyorum açıkçası. Ama hayat hikayesine gerçekten hakim değildim. Magazin kısmına da hakim değilim. Sektöre girdikten sonra da magazini bilmiyorum öncesinde de bilmiyordum. Sevmem çünkü insanların hayatına ya da dedikodu kısmına dahil olmayı. O yüzden bilmiyordum. Doğruları ve gerçekleri kaynaklardan gördükten sonra gerçekten şaşırdığım çok fazla noktası var. Çok üzücü noktaları var yani.
BAZI SAHNELERDE ÇOK ZORLANDIM
-Empati yapmakta zorlandığınız zamanlar oldu mu?
Çoğu zaman oldu. Yani her sahnesinde empati yapmakta zorlanabilirsiniz çünkü sizin yaşadığınız bir şey değil bu. Bir karakteri oynamıyorsunuz, bu yaşamış ve halka mal olmuş bir insan. Bir nevi taklit, ama duygusunu taklit edemezsiniz. Duygusunu da yaşamak durumundasın bir oyuncu olarak. O yüzden empati kısmında zorlandığım her yer, her sahne olabilir. Çünkü Burak olarak değil ki, Murat olarak onu seyirciye geçirmek durumundasın. O konuda oyunculuğunu konuşturmak durumundasın. O duyguyu o şekilde yansıtmak zorundasın. Her sahne o yüzden çok zordu. Ama en zorunu soruyorsanız; hastane sahneleri. Kanser olduğu sahneler. Hem Murat değilim hem de kanser değilim. Yani onu canlandırmak daha da zor olsa gerek. Yani hem hastasınız, hem özel hayatınızda bir problem var. Hem mesleki hayatınızda problem oluyor. Bunların hepsi birleştiğinde bunda empati yapma ihtimaliniz çok zor.