BEÜ Tıp Fakültesi Hastanesi'nde malzeme olmadığı için Ereğli'de özel bir hastaneye gönderilen hastanın yolda öldüğünü iddia eden haberlerin ardından üniversite yönetimi suskunluğunu hala koruyor!..
Konuya ilişkin üniversite yönetiminden bir açıklama bekleyen Zonguldak kamuoyu, Genel Sekreter olduktan sonra da olumsuz haberlerle sürekli gündeme gelen Hayri Bulazar'dan da şikayeçi!..
Hatırlanacağı gibi geçtiğimiz günlerde üniversitede şehit yakını personele hakaret ettiği konusunda hakkında iddalar çıkan ve bu konuda da suskunluğunu koruyan çiçeği burnunda Genel Sekreter Hayri Bulazar'ın bu görevi yapmaya ehil olmadığı sendikalar tarafından da dile getirilmişti.
Zonguldak'ta sağlık camiasına bomba gibi düşen sağlık skandalının perde arkasındaki sıkntıyı köşesine taşıyan Pusula Gazetesi imtiyaz sahibi Ali Rıza Tığ çok anlamlı ve manidar bir yazı yayımladı.
İşte Ali Rıza Tığ'ın kaleme aldığı o köşe yazısı;
Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı göreve geldiğinde sevinmiştik.
“Zonguldaklı Rektörümüz oldu. Artık kent ile üniversite kucaklaşacak” demiştik.
Rektör Çufalı, iletişime kapalı bir yönetici çıktı!
Telefon numarasını bile gizledi.
İletişimi, İHA’ya abone olmak sandı!
Öyle olmadığını öğrenemedi.
Bakın bir Zonguldaklı, Tıp Fakültesi’nde bin liralık balon stent olmadığı için öldü.
Ve siz bir Zonguldaklı olarak hala o koltukta oturuyorsunuz.
Hiç sıkılmıyorsunuz.
Bir Tıp Fakültesi öğrencisini bu kurumun başına koysak, daha duyarlı davranırdı.
En azından çabasını görürdük.
Açıklamasını görürdük.
Gözyaşını görürdük.
42 yaşındaki gencecik bir insan öldü gitti!
Ne olacak şimdi?
Siz Rektörlüğe devam edeceksiniz!
Hayri Bulazar Genel Sekreterliğe devam etsin!
Biz ölmeye devam edelim!
Böyle iyi mi?
Çaresiz değilsiniz.
Gidersin Külliye’ye; “Sayın Cumhurbaşkanım benim insanlarım ölüyor” dersin!
Diyebilir misin?
Bence diyemezsin!
Rektörlük tatlı gelir size!
Kalkamazsın o koltuktan!
Siz yaşayın hocam!
Biz ölmeye devam edelim.
İnsanlığın, Müslümanlıkla ilgisi yok!
Müslüman yöneticilerimiz olacağına, Japon yöneticilerimiz olsaydı keşke!
Adamlar inançsız!
Allah inançları, dinleri yok.
Ama onurları, gururları var!
Düşünsenize!
Japonya’da bir hastanede balon stent olmadığı için bir vatandaş ölse, hastanenin, o üniversitenin yöneticisi koltukta oturabilir miydi?
Osman Gazi Köprüsü yapılırken halat koptu diye Japon Mühendis intihar etti!
İnsanlığın Müslümanlıkla ilgisi yok!
Ya da bizim Müslüman diye bildiklerimizin Müslümanlıkla ilgisi yok!
Mesela, bizim TTK’da Müessese Müdürleri Japon olsaydı!
Kozlu’da 263 can grizuda hayatını kaybedince bir yönetici çıkar intihar ederdi!
Karadon’da 30 maden işçisi grizuda hayatını kaybedince bir yönetici çıkar intihar ederdi!
Bizde başına iş gelen ödüllendiriliyor.
Müessese Müdürüyse Genel Müdür oluyor!
Genel Müdür ise Müsteşar oluyor!
İntihar etmelerini beklemiyoruz.
Onurlu olup istifa etseler yeter.
Yanan Afgandı, siz kömür sandınız!
Zonguldak Vali Yardımcısı ve Kilimli Kaymakamı Nevzat Taşdan, Zonguldak’ta Ensar hareketinin içinde yer aldı.
Kente gelen Iraklı, Suriyeli ve Afganlara yardım eden ekibin içinde oldu.
Ama ne acıdır ki, Nevzat Taşdan’ın Kaymakamlık yaptığı Kilimli’de bir Afgan kaçak maden ocağında yaşamını yitirdi.
Bu ocakta Afgan ölmese devletimizin kendisinden haberi olmayacaktı.
Sadece bu Afgan genci mi çalışıyor kaçak maden ocaklarında?
Hayır…
Daha onlarcası var.
Sigortasız, karın tokluğuna çalışıyorlar.
Ve bu insanlar, Ensarcı Kaymakam Nevzat Taşdan’ın sorumluluk sahasında çalışıyorlar.
Zonguldak Valisi Erdoğan Bektaş, 17 Haziran 2019’da “19 yaşındaki çocuk öldü benim canım gitti. 19 yaşındaki gencin fare yuvasındaki yerde ölmesine müsaade etmeyeceğiz” demişti.
O günden bu yana canlar gitmeye devam ediyor.
Çıngıraklı yılan!
Sıra sana da gelecek çıngıraklı yılan!
Aslında geldi de!
Beklediğimiz bir şey daha var!
O da gelsin!
Ondan sonra ilgileneceğiz seninle!
Kucak görüntüsü yeterli değil!
Diğerini bekliyoruz!
