TORUNU, BABAANNESİ LAMİA REFİK FENMEN’İ ANLATIYOR…
“Elektrik mühendisi Mehmet Refik [Fenmen] (1882-1951), Türk bilim, eğitim ve mühendislik tarihi ile yakından ilgilenenler dışında, tanıdık bir isim değildir. Türk ünlülerini tanıtmak için basılmış nice ansiklopedide Refik Fenmen ismine rastlanmaz. Bununla beraber, Mühendis Mektebi, Darülfünun, Zonguldak Maden Yüksek Mühendis Mektebi gibi önemli okullar ile ilk mühendis örgütlenmesi olan Osmanlı Mühendis ve Mimar Cemiyeti’nin tarihinde adı sıkça karşımıza çıkmaktadır. 1920’lerden sonra yayınlanmış popüler bilim eserlerine bakıldığında, Refik Fenmen adı yine göz önündedir. Refik Fenmen’in yaşamı hakkında yayınlanmış en erken tarihli yazılar, ölümünün ardından, mühendis meslektaşları tarafından kaleme alınmış olan anma yazılarıdır.
Ne yazık ki, bilim tarihimiz açısından irdelenmesi gereken bu aydın hakkında, 1996’da Erdal İnönü’nün önerisiyle hazırlanan bir biyografi dışında, herhangi bir araştırma yapılmamıştır. Görelilik kuramının Türkiye’ye girişi hakkında yaptığımız araştırmalar esnasında dikkatimizi çeken Refik Fenmen’in kısa bir yaşam öyküsünü ve yayın listesini daha önce yayınlamıştık. Bu yazıda, “Zonguldak Yüksek Maadin ve Sanayi Mektebi Kongresi” vesilesiyle yeniden ve daha ayrıntılı olarak araştırma fırsatı bulduğumuz Refik Fenmen hakkındaki mevcut bilgiler derlenmiş ve bulduğumuz bazı yeni bilgiler sunulmuştur. Bununla birlikte, Mehmet Refik’in yaşamı ve etkinlikleri üzerine daha geniş ve ayrıntılı araştırmalara ihtiyaç vardır.
“Elektrik Mühendisi Mehmet Refik Fenmen: Osmanlı’dan Cumhuriyet’e Yenilikçi ve Yorulmaz Bir Aydın” olarak Mehmet Refik Fenmen’i çeşitli makalelerden biliyoruz.
Eşi Lamia Refik Fenmen hakkında daha fazla bilgi edinmek için torunu Zinnur Fenmen Güven’in bir röportajından alıntılar yapıyoruz…
TORUNU ZİNNUR FENMEN GÜVENÇ, BABAANNESİ LAMİA REFİK FENMEN’İ ANLATIYOR…
Babaannemin son torunu olarak dünyaya geldiğim için, birlikte çok vakit geçirebildim. Çok şanslıydım. En çok aklımda kalan tüm okul yaşantımız boyunca her Cumartesi akşamı babaannemin evindeki aile yemeğimiz, Ankara’da olan çocukları, torunları hep beraber olurduk. Babaannem masa başında oturur, keyifli bir şekilde yemeğimizi yerdik. O yemeklerimiz sırasında kullandığımız çatal bıçak takımını yıkandıktan sonra ileri yaşına rağmen babaannem, elleriyle, özenle özel küçük çantanın içine yerleştirirdi. Çocukluğumda bu çok dikkatimi çekmişti.
Yine ben merakla bakındığım bir gün, “Bu takım Zinnurcuğum, ben vefat edince sana verilecek” demişti. Tüm aile fertlerine de iletmiş. Dediği gibi çok değerli Christofle çatal bıçak takımı en kıymetli aile yadigârım.
İlkokuldan sonra Ankara Tevfik Fikret Lisesi’ne gittim, bu okul Fransızca eğitim veriyordu. En güzel anılarım; babaannemin beni hafta sonları Fransızca dersi çalıştırması idi. Babaannem en az beş dili çok iyi bilirdi. Fransız Kültür Derneği’nde okumadığı kitap yok gibiydi. Biz torunlar, yeni gelen kitapları getirir, okuduğu kitapları kültür kitaplığına götürürdük. Genelde evde oturur, bol kitap okurdu.
Klasik müzik dinlerdi. Klasik müzik ailemizin bir parçasıydı her zaman. Babam anlatırdı, hasta olduklarında büyükbabam başuçlarında müzik çalarmış, babam itiraf ederdi ki bazen sırf o güzel müzikleri dinlemek için evde kalmak isterlermiş.
5 Ağustos 1928’de toplanan Kadın Birliği Kongresi’nde 26 maddelik nizamnamesi kabul edildiğinde, yönetim kurulu üyesi Lamia Refik’in imzası bulunuyor. 29 Temmuz 1929’da toplanmış olan Yerel İdare Heyeti’nde yine Lamia Refik bulunuyor. Aldıkları kararlar içinde 100 çocuğa bayramlık elbise, ayakkabı, gıda ve sıhhi yardım var.
Atatürk’ün Yeni Belediye Kanunu’nu tasdik ettiğinde (3 Nisan 1930) İstanbul’da büyük bir miting düzenleniyor, 11 Nisan 1930’da Sultanahmet Meydanı’nda gerçekleşen bu mitingde babaannem bulunuyor. Kadınlar ellerinde bayraklarla Türk bayrakları ile Türk Ocağı’na gelmişler, Lamia Refik burada bir konuşma gerçekleştirmiş. Buradan hep birlikte Taksim Abidesi’ne çelenk koymuşlar.
28 Nisan 1953 Türk Kadınlar Birliği’ne Başkan seçilmiş. 11 Mayıs 1964 Türk Anneler Derneği tarafından Yılın Annesi seçildi.
Babaannemle ilgili önemli bir konu da spor. Galatasaray Kulübü’nde kürek çeken ilk hanım kendisi. Hemen bütün çocuklar GS Kulübü’nün ilk üyelerinden. Bütün çocuklarına spor kültürünü küçük yaşlarda aşılamış olduğundan, her biri bu konularda da başarılar kazanmış. Babamın okul hayatı boyunca atletizm birincilikleri, Şefik amcamın tenis şampiyonluğu aklıma geliveren bazı örneklerden. Çocukluklarında Boğaz’ın iki yakısında gidip geldiklerini hep dile getirirlerdi. Babam Boğaz’daki GS Adası’nın tüm elektrik işlerini ücretsiz üniversite dönüşü yapmış.
Babaannem Beyrut Valisi Halil Paşa’nın torunudur. Yani eşi büyükbabamın Sadrazam Mithat Paşa’nın torunu olduğu gibi, o da Osmanlı paşazadelerinden geliyor.
Yanya doğumlu. Doğum yılını maalesef bilmiyorum. Ama sana ilettiğim, 1913’de büyükbabamla çekilen balayı resminde 18 yaşında gibi. Ölümü 5 Eylül 1980. 5 Eylül babamın doğum günüydü. Babamın genç yaşta vefatı babaannemi yıktı, üç yıl sonra oğlunun yanına ulaştı.
Babaannemin hangi okullara gittiğini hiç bilmiyoruz, sanırım o zamanlar evde dersler alarak yetiştirilmiş. Çünkü kendisinin de 5 çocuğu ilkokula gitmemiş, ortaokula kadar evde ders almışlar, oradan Boğaziçi Lisesi’ne gitmiş babam ve kardeşleri.
Mithat amcamdan en çok Chopin dinlemesini sevsek de diğer büyük bestecileri de dinleyerek büyüdük. Babaannem Münir Nurettin Selçuk da dinlemeyi pek severdi.
Hangi kitapları okuduğunu maalesef bilemeyeceğim, o kadar çok okurdu ki, yeni gelen kitaplar olunca bize telefon ederlerdi.
Soframız kalabalık ve bol sohbetli olurdu, müzik dinlediğimiz pek hatırlamıyorum. Ama ailecek Mithat amcamın konserlerine giderdik.
Ben bir seçim yapacak olsam, Johann Strauss, Chopin, Stravinsky derim. Babam, Liszt severdi. Bu arada anneannem Turan Kavur, mükemmel bir piyanist olduğundan anne tarafımda da müzik çok yoğundu.
Eski Osmanlı tarihini anlatan, yasanmış hayat hikâyeleri en sevdiğim kitaplardır diyebilirim. En sevdiğimi seçmek zor olacak ama Livaneli’nin Serenad kitabını çok sevmiştim.
Salvador Dali, Monet, Van Gogh ilk sıraları alır ama güzel yapılmış tüm tabloları izlemeye ve incelemeye bayılırım. Müzelerde dolaşmak, sanatı içime çekmek en sevdiğim şeyler arasındadır.
“En güzel anılarım; babaannemin beni hafta sonları Fransızca dersi çalıştırması idi. Babaannem en az beş dili çok iyi bilirdi. Fransız Kültür Derneği’nde okumadığı kitap yok gibiydi. Biz torunlar, yeni gelen kitapları getirir, okuduğu kitapları kültür kitaplığına götürürdük.”
Babaannem Lamia Refik Fenmen’i 5 Eylül 1980 günü kaybettik… 8 Eylül günü Hacı Bayram Camii’nden kaldırılarak Cebeci Mezarlığında toprağa verildi.
Haber: Rengigül Yaltırık Ural-2023
Fotoğraf: Mehmet Refik Fenmen ve eşi Lamia Refik Fenmen’in Zonguldak Maadin Mektebi manzaralı Zonguldak Nostalji canlandırmasıdır.
zonguldaknostalji.com