Vali Ahmet Çınar, kendisine yöneltilen soruları yanıtladı. Fevkani Köprü altındaki işyerlerinin taşınabileceği mekanlar tasarlamak gerektiğini vurgulayan Vali Çınar, Fevkani Köprüsü’nün büyük tehlike arz ettiğine dikkat çekti. Çınar, “Lavuar Alanını yaparken Fevkani köprüsünün altındaki dükkanların taşınabileceği bir mekanlarda tasarlamak gerekir.
O projede o yok. O aklımızda. Fevkani Köprüsü büyük tehlike arz ediyor. Raporların hepsi tehlike gösteriyor. Yasaya, emre uygun olanın boşaltılması gerekiyor. Şimdi yine bir esnaf mevzumuz çıkıyor. Evet ekmek mevzusu, dükkan mevzusu vesaire Ama bir hayati tehlike var. Ölmekten beter ne olabilir. Derhal oraların boşaltılması gerekiyor. Orası boşaldığında o köprünün bütün beton yapılarının alınarak o bir sanayi mirası gibi olan iskeleti çelik düzenlerini muhafaza edip ahşapla yeni tanzimlerle yürüyüş alanları yapmak gerekir. Şehrin de nefes almasını sağlarsınız.
Orada şimdi rüzgar bile esmiyor. Lavuar Alanı ile birlikte Fevkani Köprüsü’nün birlikte olacağı bir çalışmamız var. Millet Bahçesi bu çöp alanı dediğimiz oraya kurulacak. Lavuar Alanı zaten projesi olan yürüyebilecek bir alan. Orada bir karışıklık oldu. İsmi Lavuar diye geçti. Diğer tarafta ne var, spor alanları, gezi alanları, elbette ki peyzaj, insanların meydanda etkinlik yapabilecekleri geniş bir çimen alan.
Hafif antik tiyatro modunda yeşil ağırlıklı oturma alanları, sahne olmayacak. Benim bir isteğim de orada otistik çocuklara başka engelliler için hani derin olmayan havuzlar, su ile oynayabilecekleri tertibatlar. Böyle tekerlekli sandalyeler ile girip çıkabilecekleri, beton değil ama yasaya, tabiata uyumlu kapalı mekanlar. Sayıları az olacak tabii ki, oluşacağı adı üstünde bir millet bahçesi” ifadelerine yer verdi.
“Herkesin niyeti uçmak. THY’nin niyeti de öyle”
Vali Ahmet Çınar, Türk Hava Yolları ile Zonguldak Havalimanı’na uçuş seferleri yapılma konusunda görüşmelerde bulunduklarını da aktararak, şöyle devam etti.
“Türk Hava Yolları’nın temel endişesi mania teşkil eden dağın oluşturduğu risk. Şunu diyor THY Genel Müdürü ve teknik ekip. Biz toplantılar yaptık, konuştuk. Almanlar uçabilir. Bilmem falan da uçabilir. Ama biz THY’yiz. Bizim standartlarımız yüksek. Yani biz risk standardımız yada en az riski göz önüne almak zorundayız. Biz herhangi bir firma değiliz. Burada uçmamadaki temel neden dağın oluşturduğu uçuşa mania konu olan yer. ILS cihazlarla ilgili olarak o çalışmalar başlamıştı.
Onlar bir yerleştirilsin. Tekrar deneme uçuşu falan yapalım. Bizim basına açıklamamızın sebebi olumluydu ama şimdi bunu böyle yapacağız diye açıklarsak şehirde ‘Hani yapacaktınız ne oldu’ diye söz verip yapmama durumu oluşmasın, mahcup olmayalım biraz söylenmedi. Ama herkesin niyeti uçmak. THY’nin niyeti de öyle. Bu sistem bir an önce oraya yerleştirilecekti ama İstanbul’daki yeni havaalanındaki işlerin yoğunluğundan dolayı bütün teknik ekipler herkes orada olduğu için buraya gelecek olan ekip bir türlü gelemedi. Bizim görüşmemizde ortaya çıkan durum şuydu. 2019’da biz oraya uçarız. Bir inşallah vardı ama niyet, kararlılık buydu.
Ondan bu yana değişen bir şey yok. O sistemler oluşacak. Kurulumu gerçekleşecek. THY’de buraya uçacak. Sabiha Gökçen olursa buraya gelen yolcu olmaz. Onu da konuştuk, onda da hem fikir olduk. İnşallah uçacaklar. Zaten Filyos’ta birkaç yatırım, kazma vurulduktan sonra herkes buraya uçmaya mecbur. Çünkü yolcu olacak, dolu geçecek. Doğrudan Atatürk Havalimanı’ndan burası. Zor olur ben de olsam Antalya’ya gidip buraya gelmek istemem, aktarmayı kimse istemez.”