29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nın 99. yılındayız. Cumhuriyet nasıl ve hangi şartlar altında kuruldu?
Cumhuriyet, hükümet ya da devlet başkanının, halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir. Egemenlik hakkının belli bir kişi veya aileye ait olduğu monarşi ve oligarşi kavramlarının karşıtıdır. Şu dünya üzerinde bu kadar ağır bedel ödeyip de Zafer'i ve Cumhuriyet'i hak eden başka millet yok. Öncelikle bunun bilinmesini isterim.
Peki Cumhuriyet nasıl kazanıldı?
Anadolumuz, emperyalizmin tehdidi altındaydı. Bağımsız yaşamaya alışmış bir milletin emperyalizmin tahakkümünü kabul etmesi mümkün değildi.
Önce Çanakkale'den girmek istediler. Türk, Kürt, Laz, Çerkez bütün sineler toplu attı. Seyit Onbaşı'nın yüreğindeki vatan duygusuyla bir çırpıda kaldırdığı 215 kiloluk top mermisi, Avrupa donanmasının tam kalbinde patladı ve düşmanı darmadağın etti.
Bir top mermisine yenik düştüler.
Bir daha geldiler. Anadolu'nun dört bir tarafını işgal girişiminde bulundular. Fransız-Ermeni askerleri Kahramanmaraş'a indi. 1919'da Ermeni ve Fransız askerleri, "Burası artık Fransız topraklarıdır" diyerek bir annemizin peçesini yırttı. Kahraman Maraş halkı ayağa kalktı. Sütçü İmam, hadsize haddini bildirdi ve sonrasındaki mücadele dalga dalga yayıldı.
İşgalcilere karşı düzensiz ordular halinde mücadele veriliyordu. Fakat emperyalizmin bu topraklardan kökünü kazımak için düzenli bir orduya ihtiyaç vardı. Gazi Mustafa Kemal, cepheleri birleştirdi. Amasya, Erzurum, Sivas kongreleriyle birlik ve beraberliği sağladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehası, aziz Milletimizin kahramanlığıyla birleşince atalarımız, bir kez daha destan yazdı. Kurtuluş Savaşı kazanıldı. Düşman arkasına bakmadan kaçtı.
"Yurduma alçakları uğratma sakın!
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın!" demişti Mehmet Akif.
Alçaklar, geldikleri gibi gittiler. Kaçarken, yakıp yıktılar. İbadethaneleri, evleri ateşe verdiler. Karşılarına çıkan köylüleri şehit ettiler.
Bu alçakların kaçarken yıktıkları yerleri, doğduğum topraklara her gidişimde görüyorum. Ertuğrulgazi türbesinin duvarları ve pervazlarında Yunan askerlerinin kurşun delikleri halen durmaktadır. Eğer yolunuz Söğüt'e düşerse görmenizi isterim.
İşte Cumhuriyet'in özü bu.
Yedi düvele karşı birlik ve beraberlik ruhu... Bin yıl ekmeksiz yaşasa da hürriyetsiz/devletsiz yaşayamamış milletin azim ve kararlılığı...
O günlerde cephede nasıl bir ve beraberce başardıysak,
Bundan sonra da bir ve beraberlik içinde mutlu yarınlar dilerim...
Bu vatanı bize armağan eden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve isimsiz nice kahraman ecdadımızın ruhları şad olsun. Cepheye mermi taşıyan Nene hatunlarımızın yattığı yer nurla dolsun.
Cumhuriyet'in 99. yılı kutlu olsun...